Bilinçli önlemler alabilmek, bu süreci en iyi şekilde yönetebilmek için öncelikle durumu kabullenmeliyiz. Evet bir tehlike söz konusu ancak farkında olmadan hastalığa daha yakalanmamışken yakalanmışçasına tepkiler verebiliyoruz. Hayatın durmadığını bir şekilde devam ettiğini unutmamalıyız.
Sosyal mesafeyi koruduğumuz, evde kaldığımız şu günlerde iletişim olarak birbirimize en ihtiyaç duyduğumuz dönemdeyiz. Yakınlarımızla sık sık iletişim halinde olup yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi onlarla paylaşmamız bize daha iyi hissettirecektir.
İçinde bulunulan süreçte ara ara yalnızlık hisleri bizi yoklayabilir. Bu durumun hepimizin ortak stresi olduğunu, yalnız olmadığımızı sık sık hatırlamalıyız. Tıbbın iyileştirici etkisine güvenmeli, umudumuzu kaybetmemeliyiz.
Sosyal medyada dolaşan haberlerin üzerimizde gerginlik ve stres yarattığı aşikar. Bilgi kirliliğinin önüne geçerek doğru haber portallarından gündemi takip etmeliyiz. Haberlere baktığımız süre ve sıklığın artması kaygımızın da artmasına neden olabileceğinden bu zamanları gözden geçirip bir sınırlama getirebiliriz.
Evde kaldığımız süreyi verimli hale getirip uzun süredir yapmak isteyip de yapamadığımız, bir sebeple ertelediğimiz işlerimizi yapabiliriz.
Kitap okumak, film ve dizi seyretmek, müzik dinlemek, resim yapmak gibi sayısız aktivitelerle daha keyifli zaman geçirebiliriz.
Fiziksel aktivitede bulunmak kaygımızı hafifletecektir. Spor yapabilir, nefes egzersizleri, meditasyon ve yoga gibi yatıştırıcı etkinliklerle rahatlayabiliriz.
Koronavirüsün İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri
Salgın psikolojimizi bozdu, ne yapmalıyız?
29 Mayıs 2020 Cuma 20:00
Bu haber kez okundu.